
-defterimdeki müttefaya-
olsaydı kanatları ruhumun
bu yorgun bedenimde
durmazdı bir dakika
yaşadıkça anlıyorum
doğan her çocuğun neden ağladığını
yaşadıkça anlıyorum
doğarken neden gözlerimi açmadığımı
gece karanlığına karıştı sabrımız
gün batımında dolaştı mutluluğumuz
sorma kader sorma bana
sorma bana hayat nedir sorma
yüzenlerdeniz biz hayat deryasında
yıkma güneşi ve kaderini
bilemezsin kaç kez daha yanacağını
yıkma geçtiğin köprüleri
bilemezsin kaç defa daha geçeceksin
utanacak bir yüz arıyorum
kızaracak bir kader yalnızlığa
yanına gelecek yüzüm yok benim
ızdırap fidanlarım kadar çok yaşadım
isyan et ey kan mühürlü defterim
ey gece karanlığına gülümseyen sevgilim
duy sedamı ızdırabımı ve yankılarımı
yık bu yazgımı yık defterime inat
müttefa, kalk gidelim buralardan
el çektim bu diyarlardan
mavzer işledi ama fayda yok
gidelim bu süslü şehirden
tohumlarınıza da mı işedi kahpelik…
TaLip Saribas
|